more more is often considered to be the comparative form of much and many

listen to the pronunciation of more more is often considered to be the comparative form of much and many
English - Turkish

Definition of more more is often considered to be the comparative form of much and many in English Turkish dictionary

more
{s} daha fazla

O harcadığından daha fazla para kazanıyor. - She earns more than she spends.

Maskeler sarı kum tozunu,polenlerden dahada küçük,ne kadar iyi engelleyebilir?Sanırım o polenden oldukça daha fazla bir baş belasıdır. - Just how well can masks block the, even smaller than pollen, yellow sand dust? I think it much more of a nuisance than pollen.

more
daha

Ben senden daha güzelim. - I am more beautiful than you.

O harcadığından daha fazla para kazanıyor. - She earns more than she spends.

more
(Bilgisayar) ayrıntılar
more
(Bilgisayar) tümü
more
(Bilgisayar) en çok
more
(Bilgisayar) başka

Tom tanıdığım başka herhangi birinden daha çok kitap okur. - Tom reads more books than anyone else I know.

İyi sağlık başka herhangi bir şeyden daha değerlidir. - Good health is more valuable than anything else.

more
(Bilgisayar) tüm

Tüm istediğim biraz daha dikkatti. - All I wanted was a little more attention.

Ateistlerin tüm dindar ve sosyalistlerden daha merhametli olduğunu biliyorum. - I know atheists that have more humanity than all these religious and these socialists.

more
-den daha çok
more
(Bilgisayar) tüm seçenekler
more
ziyade

Doktor kırık parmağından ziyade Tom'un ayak bileği hakkında daha endişeli olduğunu söyledi. - The doctor said he was more concerned about Tom's ankle than his broken finger.

Daha fazla insanın yaptıkları şeylerden daha ziyade söyledikleri şeylerden başı belaya girer. - More people get into trouble for things they say rather than for what they do.

more
(Bilgisayar) ek bilgi
more
daha çok

Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir. - Humility often gains more than pride.

Seni ondan daha çok seviyorum. - I love you more than her.

more
neither more nor less ne fazla ne eksik
more
{s} daha: one more time bir kez daha. two more oranges iki
more
fazla bir şey

Benim için yapabileceğin daha fazla bir şey yok. - There's nothing more you can do for me.

İçecek daha fazla bir şey yok. - There's nothing more to drink.

more
tam o kadar
more
takriben
more
bir kat fazla
English - English
more
more more is often considered to be the comparative form of much and many

    Hyphenation

    more more I·s of·ten con·sid·ered to be the com·par·a·tive form of much and ma·ny

    Turkish pronunciation

    môr môr îz ôftın kınsîdırd tı bi dhi kımperıtîv fôrm ıv mʌç ınd meni

    Pronunciation

    /ˈmôr ˈmôr əz ˈôftən kənˈsədərd tə bē ᴛʜē kəmˈperətəv ˈfôrm əv ˈməʧ ənd ˈmenē/ /ˈmɔːr ˈmɔːr ɪz ˈɔːftən kənˈsɪdɜrd tə biː ðiː kəmˈpɛrətɪv ˈfɔːrm əv ˈmʌʧ ənd ˈmɛniː/
Favorites