more more is often considered to be the comparative form of much and many

listen to the pronunciation of more more is often considered to be the comparative form of much and many
English - Turkish

Definition of more more is often considered to be the comparative form of much and many in English Turkish dictionary

more
{s} daha fazla

Cüzdanımda daha fazla para yok. - I have no more money in my wallet.

Maskeler sarı kum tozunu,polenlerden dahada küçük,ne kadar iyi engelleyebilir?Sanırım o polenden oldukça daha fazla bir baş belasıdır. - Just how well can masks block the, even smaller than pollen, yellow sand dust? I think it much more of a nuisance than pollen.

more
daha

O harcadığından daha fazla para kazanıyor. - She earns more than she spends.

Ben senden daha güzelim. - I am more beautiful than you.

more
(Bilgisayar) ayrıntılar
more
(Bilgisayar) tümü
more
(Bilgisayar) en çok
more
(Bilgisayar) başka

İyi sağlık başka herhangi bir şeyden daha değerlidir. - Good health is more valuable than anything else.

Onların başka şarapları yok. - They have no more wine.

more
(Bilgisayar) tüm

Ateistlerin tüm dindar ve sosyalistlerden daha merhametli olduğunu biliyorum. - I know atheists that have more humanity than all these religious and these socialists.

Tüm istediğim biraz daha dikkatti. - All I wanted was a little more attention.

more
-den daha çok
more
(Bilgisayar) tüm seçenekler
more
ziyade

Doktor kırık parmağından ziyade Tom'un ayak bileği hakkında daha endişeli olduğunu söyledi. - The doctor said he was more concerned about Tom's ankle than his broken finger.

Yarasa, bir kuş olmaktan ziyâde, bir sıçandır. - A bat is no more a bird than a rat is.

more
(Bilgisayar) ek bilgi
more
daha çok

Kahveyi çaydan daha çok seviyorum. - I like coffee much more than tea.

Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir. - Humility often gains more than pride.

more
neither more nor less ne fazla ne eksik
more
{s} daha: one more time bir kez daha. two more oranges iki
more
fazla bir şey

İçecek daha fazla bir şey yok. - There's nothing more to drink.

Size söyleyebileceğim daha fazla bir şey yok. - There's nothing more I can tell you.

more
tam o kadar
more
takriben
more
bir kat fazla
English - English
more
more more is often considered to be the comparative form of much and many

    Hyphenation

    more more I·s of·ten con·sid·ered to be the com·par·a·tive form of much and ma·ny

    Turkish pronunciation

    môr môr îz ôftın kınsîdırd tı bi dhi kımperıtîv fôrm ıv mʌç ınd meni

    Pronunciation

    /ˈmôr ˈmôr əz ˈôftən kənˈsədərd tə bē ᴛʜē kəmˈperətəv ˈfôrm əv ˈməʧ ənd ˈmenē/ /ˈmɔːr ˈmɔːr ɪz ˈɔːftən kənˈsɪdɜrd tə biː ðiː kəmˈpɛrətɪv ˈfɔːrm əv ˈmʌʧ ənd ˈmɛniː/
Favorites