Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
- This is a good book, but that one is better.
Çok daha iyi hissediyorum.
- I'm feeling a lot better.
Kendimi geliştirmek için her şeyi yapmaya hazırım.
- I'm prepared to do anything to better myself.
İngilizceni geliştirmek istiyorsan onun konuşulduğu ülkelere gitsen iyi olur.
- If you are to improve your English, you had better go to countries where it is spoken.
Ben vokal müziği enstrümantal müzikten daha çok severim.
- I like vocal music better than instrumental music.
Kahveyi çaydan daha çok seviyorum.
- I like coffee better than tea.
Gelecek sefer daha iyi yapmak zorundasın.
- We have to do better next time.
Dünyamızı daha iyi yapmak için çalışalım.
- Let's try to make our world better.
Ne kadar çok çabalarsam çabalayayım, onu, onun yapabildiğinden daha iyi şekilde yapamam.
- No matter how hard I try, I can't do it any better than she can.
Daha iyi şekilde yapabileceğimizi düşünüyoruz.
- We know we can do better.
Nereye gidersen git evinden daha güzel bir yer bulamazsın.
- Wherever you may go, you will not find a better place than your home.
Düne nazaran bugün hava daha güzel.
- Compared to yesterday, the weather is better today.