money that leaves one's possession; expenditure, outlay, expense

listen to the pronunciation of money that leaves one's possession; expenditure, outlay, expense
English - Turkish

Definition of money that leaves one's possession; expenditure, outlay, expense in English Turkish dictionary

outgoing
giden
outgoing
sempatik dost tavırlı
outgoing
üstün gelerek
outgoing
üstün gelme
outgoing
(Turizm) yurtdışına yolcu gönderimi
outgoing
ayrılan
outgoing
canayakın
outgoing
{i} gidiş, çıkış
outgoing
giden,n.sempatik: v.üstün gel: prep.üstün gelerek
outgoing
geç
outgoing
{s} sempatik, cana yakın
outgoing
{s} girgin
outgoing
gidiş
outgoing
{s} dışarı giden
outgoing
{s} akıp giden
outgoing
{s} çıkan
outgoing
(sıfat) giden, çıkan, kalkan, dışarı giden, akıp giden, sempatik, açık yürekli, içi dışı bir
outgoing
{s} ayrılan, kalkan
English - English
outgoing