Annem babamdan daha yaşlı.
- Mom is older than Dad.
Annem doğum günüm için bir pasta yaptı.
- Mom made a cake for my birthday.
Annem bana anahtarlarını ödünç vermek zorunda kaldı.
- My mom had to lend me her keys.
Seninle bir ana ihtiyacım var.
- I need a moment with you.
Anne! Bana tuvalet kağıdını uzatabilir misin?
- Mum! Can you pass me the toilet paper?
O, gönüllü olarak annesinin temizlik yapmasına yardımcı oldu.
- He voluntarily helped his mum clean.
Bütün anneler çocuklarını emzirmeli.
- All moms should breastfeed their children.
Bütün anneler çocuklarını emzirmeli.
- All moms should breastfeed their kids.
Anne, sen bir sömürücüsün!
- Mammy, you are an exploiter!
Annen kaç tane yumurta aldı?
- How many eggs did mammy buy?
I wish Mom and Dad didn't argue so much.
Mom-and-pop diners and cafes are disappearing from American main streets, being replaced by bland corporate giants and insipid franchises.
Kip: Your mom goes to college.
My mother was so tired that she went to bed early.
- My mum was so tired that she went to bed early.
The candle went out by itself.
- Mum kendiliğinden söndü.
The candle went out instead of having been put out.
- Mum söndürmeye gerek kalmadan söndü.
The car is waxed and shining.
- Araba mumluydu ve parlıyordu.
How often do you wax your skis?
- Kayaklarını ne kadar sıklıkta mumlarsın?
... It's harder to argue for the overstressed suburban mom ...
... have to hire more, and your mom is going to be more likely ...