Ayrılışınızı benim yüzümden geciktirmeyin.
- Ne retardez pas votre départ à cause de moi.
Onu benim için yapıp yapmadığını bilmiyorum.
- Je ne sais pas s'il l'aurait fait pour moi.
Benden gerçeği aramamı talep edebilirler ama onu mutlaka bulmamı isteyemezler.
- On doit exiger de moi que je cherche la vérité, mais non que je la trouve.
Bazen, hataları düzeltmekte benden hızlısın, bazen de hata yapmakta.
- Parfois, tu es capable de corriger plus vite que moi ... de commettre l'erreur.
Sen benimle gelebilirsin.
- Tu peux venir avec moi.
Benimle dalga mı geçiyorsun yoksa ne? Senin konuşmayı kesmeni ve dersi takip etmeni üç kere istedim.
- Tu te moques de moi ou quoi ? Ça fait trois fois que je te demande d'arrêter de parler et de suivre le cours.
Onu benim için yapıp yapmadığını bilmiyorum.
- Je ne sais pas s'il l'aurait fait pour moi.
Benimle kavga etmek için bir bahane buldu.
- Il a trouvé un prétexte pour se battre avec moi.