Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemi.
- Maybe this world is another planet's Hell.
Belki bana geri döneceksin?
- Maybe you'll come back to me?
Belki iki saat boyunca ders çalıştım.
- I studied for perhaps two hours.
Yarın belki yağmur yağacak.
- It will rain perhaps tomorrow.
Sanıyorum, belki de Tom ve ben arkadaş olabiliriz.
- I think that maybe Tom and I could be friends.
Belki onlar mutlu olabilirler.
- Maybe they can be happy.
Muhtemelen oralarda ve belki de birçok yerde başka yaşamlar vardır.
- Other life probably exists out there and perhaps in many places.
Ona kim söyledi? Sen değil, muhtemelen?
- Who told him? Not you, perhaps?
Bir ihtimal bunu benim için çevirir misin?
- Could you perhaps translate that for me?