That kind of dress is now in fashion.
- O tür elbise şimdi moda.
Long skirts are out of fashion now.
- Şu an uzun eteklerin modası geçmiştir.
She always wore trendy clothes.
- O hep modaya uygun elbiseler giydi.
She wants to look cute and trendy.
- O, şirin ve modaya uygun görünmek istiyor.
She always wore trendy clothes.
- O hep modaya uygun elbiseler giydi.
The trendy word of the year was digital: digital clocks, digital microwave ovens, even digital fountain pens.
- Yılın moda kelimesi dijital: dijital saatler, dijital mikrodalga fırınlar, hatta dijital dolma kalemler.
I wish the fedora would come back in style.
- Keşke fötr şapka modaya uygun geri gelse.
Viking helmets with horns aren't in style in Scandinavia anymore.
- Boynuzlu Viking kaskları İskandinavya'da artık modaya uygun değil.
I'm not old fashioned.
- Ben eski moda değilim.
I'm a little old fashioned, you know.
- Bilirsin, ben biraz eski modayımdır.
Terms like sexism are now in vogue.
- Cinsiyetçilik gibi terimler şimdi moda.
It's kind of in vogue, but the price is too much!
- Bu biraz modaya uygun ama fiyat çok fazla.
Faded jeans are still in fashion.
- Soluk pantolonlar hâlâ modadır.
I can't keep up with these changes in fashion.
- Modadaki bu değişimlere ayak uyduramıyorum.
I think fashion models today are too thin.
- Bugün moda modellerinin çok zayıf olduğunu düşünüyorum.
Tom switched his phone to manner mode before he walked into Mary's office.
- Tom Mary'nin ofisine girmeden önce telefonunu sessiz moda aldı.
They live in the fashion world.
- Moda dünyasında yaşıyorlar.
Our store sells a wide range of fashionable clothes.
- Mağazamız, geniş bir skalada modaya uygun elbise satmaktadır.
She always wears fashionable clothes.
- O her zaman moda kıyafetler giyer.