Otobüs durağını kolayca bulacaktır.
- He will find the bus stop easily.
O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
- She catches colds easily.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
- I can easily wait till tomorrow.
Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi.
- She managed to get what she desired easily.
Onlar kolaylıkla parçalamadı.
- They did not break apart easily.
Rahatça oturuyor musun?
- Are you sitting comfortably?
İnsanlar genelde banliyölerde rahatça yaşamaktadır.
- People often live comfortably in the suburbs.
She finished the job with ease.
- Sie hat den Job mit Leichtigkeit erledigt.
I found his house with ease.
- Ich fand sein Haus mit Leichtigkeit.