Biz onların dükkanının bir başarısızlık olduğunu düşündük, fakat şimdi, zor günleri atlattılar ve hatta büyüdüler.
- We thought their shop was a failure, but now they've gotten out from under and even expanded.
O, kendini öldürmeye çalıştı fakat o başarısızlıkla sonuçlandı.
- He tried to kill himself but it ended in failure.
Hata için sen suçlanacaksın.
- You are to blame for the failure.
Hata için kim suçlanacak?
- Who is to blame for the failure?
Tek bir hata, ve sen bir fiyaskosun.
- A single mistake, and you are a failure.
Parti bir fiyaskoydu.
- The party was a failure.