Azınlıklar birçok ülkede hor görülüyor.
- Minorities are despised in many countries.
Siyah sözcüğü zamanın azınlıklarının çoğunu temsil etti.
- The word black represented most of the minorities of the time.
Azınlık haklarını korumalıyız.
- We have to stand up for minority rights.
Küçük ama sesli bir azınlık, toplantının kesilmesine yol açtı.
- A small, but vocal minority, disrupted the meeting.
Keşke Tatoeba'da daha fazla azınlık dilleri olsa.
- I wish there were more minority languages in Tatoeba.
Azınlık haklarını korumalıyız.
- We have to stand up for minority rights.
Dan ufak yaralarla kurtuldu.
- Dan survived with minor injuries.
Ufak detaylar hakkında endişelenme.
- Don't worry about the minor details.
Giremezsin, çünkü sen bir küçüksün.
- Because you're a minor, you can't enter.
Bana babamın servetinden küçük bir pay verildi.
- I was given a minor share of my father's wealth.
Denemen kötü değildi ama birkaç önemsiz ayrıntım var.
- Your essay was not bad but I have a few minor niggles.
Tom'un yaralaları önemsiz sayılır.
- Tom's injuries are considered minor.
Almanya'da 18 yaşından küçükseniz reşit olmayan bir kimsesinizdir.
- In Germany you're a minor if you're younger than 18 years old.
Tom'un çalıştığı bar reşit olmayan kimselere alkollü içki sattığı için ruhsatını kaybetti.
- The bar where Tom works lost its license because they had been selling alcoholic drinks to minors.
Tom'un çalıştığı bar reşit olmayan kimselere alkollü içki sattığı için ruhsatını kaybetti.
- The bar where Tom works lost its license because they had been selling alcoholic drinks to minors.
... on YouTube, eight feature people of color, minorities. ...