minne

listen to the pronunciation of minne
German - Turkish
va. od. poet. ask, sevgi -sang m Ortacag Alman» edebiyatmdaki trubadur sarkilan -sänger; -singer m ask sairi; trubadur
English - Turkish

Definition of minne in English Turkish dictionary

love
sevmek

Ne kadar zor bir şey, sevmek ve akıllı olmak, ve her ikisi birden. - How difficult a thing it is, to love, and to be wise, and both at once.

Cennette sevmek için bekleyebilirim. - I can wait to love in heaven.

love
{i} sevda
love
{i} aşk

Aşk dünyayı döndürür. - Love makes the world go round.

Sen benim hayatımın aşkısın. - You're the love of my life.

love
{i} sevgi

Anne sevgisi en muhteşem şeydir. - Maternal love is the greatest thing.

Sevgiden daha pahalı bir şey yoktur. - There's nothing more expensive than love.

love
{i} tutkunluk
love
{f} sevmek, âşık olmak
love
{i} sevgili

Onun sevgilisi İngiliz hükümeti için çalışan bir casus. - Her lover is a spy working for the British government.

Sevgilim beni sevmiyor. - My lover doesn't love me.

love
{i} yar

Yaramaz oğul, babasını sevdi. - The mischievous son loved his dad.

O, benim erkek arkadaşım değil, sadece yararı olan platonik aşk. - He's not my boyfriend, it's just platonic love with benefits!

love
(Argo) mala vurmak
love
(Argo) cinsel ilişkiye girmek
love
aşık olmak

Âşık olmak biraz zaman alır. - Falling in love takes some time.

Âşık olmak için çok gençsin. - You are too young to be in love.

love
(İİ.) canım
love
ile sevişmek
love
love charm aşk hus
love
(isim) aşk, sevgi, sevda, tutkunluk, sevgili, hayranlık; yar
love
Küpid
love
aşk tanrısı
love
eros
love
sevme

Cennette sevmek için bekleyebilirim. - I can wait to love in heaven.

Ne kadar zor bir şey, sevmek ve akıllı olmak, ve her ikisi birden. - How difficult a thing it is, to love, and to be wise, and both at once.

love
(fiil) sevmek
German - English
love
hohe Minne
lofty love
Swedish - German
speicher
gedächtnis
andenken
erinnerung
jogga ditt minne
Jog Ihr Gedächtnis