Kafa mı buluyorsun benimle?
- Willst du mich verdammt nochmal auf den Arm nehmen?!
O beni neredeyse her gün ziyaret ediyor.
- Er besucht mich fast jeden Tag.
Kendimi İngilizce olarak ifade edebildim.
- Ich konnte mich auf Englisch verständigen.
Bugün kendimi çok sağlıklı hissetmiyorum.
- Heute fühl ich mich nicht ganz gesund.
Onu duyduğuma memnun oldum.
- Es freut mich sehr, das zu hören.
Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.
- I don't want to identify myself with that group.
Mutsuz oldum fakat kendimi öldürmedim.
- I'd be unhappy, but I wouldn't kill myself.
Bunu bizzat halletmeliyim.
- I have to deal with this myself.
Ben bizzat o sorunla karşı karşıyayım.
- I'm facing that problem, myself.
Müzik dinleyerek kendime moral verdim.
- I cheered myself up by listening to music.
Kendi kendime Bu iyi bir fikir. dedim.
- I said to myself, That's a good idea.
Bu giysiyi ben kendim yaptım.
- I made this clothing myself.
Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
- For myself, I would like to take part in the game.
Kendimi tanıtabilir miyim?
- May I introduce myself?
Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.
- I don't want to identify myself with that group.
But, soft! Methinks I scent the morning air; brief let me be.
- Doch still, mich dünkt, ich wittre Morgenluft: kurz lass mich sein.