meyvelik

listen to the pronunciation of meyvelik
Turkish - English
fruit bowl
group of planted fruit trees; garden (Obsolete)
orchard, grove (of fruit trees)
meyve
fruit

What fruit juices do you have? - Hangi meyve sularınız var?

My mother bought some apples at a fruit store. - Annem, bir meyve mağazasından biraz elma aldı.

meyve
dessert

I bought three apples and two bunches of grapes for dessert at the market. - Markette meyve için üç elma ve iki salkım üzüm aldım.

For dessert, Marie had made her chocolate cake and a fruit salad. - Tatlı için, Marie çikolatalı pasta ve bir meyve salatasını yapmıştı.

meyve
fruit, product; return, profit
meyve
product
meyve
(dutsu) berry
meyve
costermonger
meyve
fruitage
meyve
frute
meyve
lychee

Lychees are one of my favourite fruits. - Lişe benim en sevdiğim meyvelerden biridir.

Turkish - Turkish
Meyve ağacı dikili, belirli büyüklükte yer, yemişlik
Meyve konulan kap, yemişlik
MEYVE
(Osmanlı Dönemi) (C: Meyvecât) f. Meyva, yemi
Meyve
mive
meyve
Ürün, sonuç, kâr
meyve
Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan organ, yemiş
meyve
Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan organ, yemiş. Ürün, sonuç, kâr: "Mektebimizin şapirografla basılan haftalık Fidan'ında, en güzel meyve benim imzamdır."- Y. Z. Ortaç
meyvelik
Favorites