mevcutlar

listen to the pronunciation of mevcutlar
Turkish - English
assets
(Askeri) holdings
mevcut
available

There were no tickets available for Friday's performance. - Cuma gösterisi için mevcut hiç bilet yoktu.

We are sorry, the person you are trying to contact is not available. - Üzgünüz, iletişim kurmaya çalıştığınız kişi mevcut değil.

mevcut
existing

He evicted the existing tenants by taking them to court for non-payment of back rent. - Mevcut kiracıları birikmiş kira borcunu ödemedikleri için mahkemeye vererek tahliye etti.

He ignored the existing laws. - O mevcut yasaları görmezden geldi.

mevcut
present

All but Tom were present. - Tom'un dışında herkes mevcuttu.

Every member of the cabinet was present. - Kabinenin her üyesi mevcuttu.

mevcut
(Teknik,Ticaret) current

We cannot offer a further price reduction under the current circumstances. - Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.

Tom met with Mary to discuss the current financial crisis at the company. - Tom şirkette mevcut mali krizi tartışmak üzere Mary ile bir araya geldi.

mevcut
{s} actual
mevcut
substantial
mevcut
{s} physical

The chakras are constantly spinning. If they weren't, the physical body couldn't exist. - Çakralar sürekli dönüyor. Eğer olmasalar, fiziksel beden mevcut olamazdı.

mevcut
existed
mevcut
{s} existent
mevcut
exiting
mevcut
on hand
mevcut
(Ticaret) in stock
mevcut
obtainable
mevcut
in store
mevcut
turnout
mevcut
going
mevcut
in being
mevcut
{s} extant
mevcut
supply
mevcut
attendant
mevcut
visible
mevcut
stock
mevcut
existing; extant; present
mevcut
in hand
mevcut
those present, the number present; (Askeriye) the strength (of a unit), the number of personnel (on a unit's muster roll)
mevcut
the amount (of something) on hand; supply; stock
mevcut
total
mevcut
store

This bag is not available in any store. - Bu çanta herhangi bir mağazada mevcut değildir.

That book is available in only one store. - O kitap sadece bir mağazada mevcut.

mevcut
present; existing; available; in stock; the number present; stock, supply
mevcut
total number of attendance
mevcut
(yoklama) adsum
mevcut
prevalent
mevcut
subsistence
Turkish - Turkish

Definition of mevcutlar in Turkish Turkish dictionary

mevcut
Var olan, bulunan
mevcut
Bir topluluğu oluşturan bireylerin tümü
mevcut
Var olan, bulunan: "Gerçi, bir nevi karaborsa mevcuttu ama, bundan faydalanmak hem alan, hem satan için hayli tehlikeli idi."- Y. K. Karaosmanoğlu
mevcutlar
Favorites