There were no tickets available for Friday's performance.
- Cuma gösterisi için mevcut hiç bilet yoktu.
We are sorry, the person you are trying to contact is not available.
- Üzgünüz, iletişim kurmaya çalıştığınız kişi mevcut değil.
He evicted the existing tenants by taking them to court for non-payment of back rent.
- Mevcut kiracıları birikmiş kira borcunu ödemedikleri için mahkemeye vererek tahliye etti.
He ignored the existing laws.
- O mevcut yasaları görmezden geldi.
All but Tom were present.
- Tom'un dışında herkes mevcuttu.
Every member of the cabinet was present.
- Kabinenin her üyesi mevcuttu.
We cannot offer a further price reduction under the current circumstances.
- Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.
Tom met with Mary to discuss the current financial crisis at the company.
- Tom şirkette mevcut mali krizi tartışmak üzere Mary ile bir araya geldi.
The chakras are constantly spinning. If they weren't, the physical body couldn't exist.
- Çakralar sürekli dönüyor. Eğer olmasalar, fiziksel beden mevcut olamazdı.
This bag is not available in any store.
- Bu çanta herhangi bir mağazada mevcut değildir.
That book is available in only one store.
- O kitap sadece bir mağazada mevcut.