mevcudiyet

listen to the pronunciation of mevcudiyet
Turkish - English
presence

I can feel Tom's presence. - Tom'un mevcudiyetini hissedebiliyorum.

existence
entity
existence, being
existence, being; presence
state of being at hand
attendance
availability
being
inhesion
Turkish - Turkish
Var olma, varlık: "Birinci vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur."- Atatürk
Var oluş
(Osmanlı Dönemi) varlık
Var olma, varlık, var oluş
MEVCUDİYET
(Osmanlı Dönemi) Mevcudluk, varlık, mevcud ve var olma
mevcudiyet
Favorites