English - Turkish
Definition of messy; not neat, elegant, or careful in English Turkish dictionary
- sloppy
- özensiz
Tom özensiz bir iş yaptı.
-Tom did a sloppy job.
Özensiz görünmeye çalışmıyorum asla, ama itiraf etmeliyim ki, istemeden yaptığım yazım hatalarıyla adım çıkmıştır.
-I don't ever try to be sloppy. But I have to admit, I'm notorious for making unintentional typos.
- sloppy
- baştan savma
- sloppy
- dağınık
- sloppy
- aşırı duygusal (söz)
- sloppy
- ıslak ve kirli
- sloppy
- saçma
- sloppy
- pasaklı
- sloppy
- zifoslu
- sloppy
- aptal/özensiz/çapaçul
- sloppy
- çapaçul
- sloppy
- {s} ıslak
- sloppy
- (sıfat) ıslak, cıvık, çamurlu, sulu, pasaklı, gülünç derecede hassas, yarım yamalak
- sloppy
- {s} yarım yamalak, baştan savma yapılmış
- sloppy
- {s} çok dalgalı (deniz)
- sloppy
- {s} yarım yamalak
Tom yarım yamalak iş yaptığımı söylüyor.
-Tom says I do sloppy work.
O bir yarım yamalak öpücü.
-He's a sloppy kisser.
- sloppy
- {s} hiç titiz olmayan, son derece dikkatsiz
- sloppy
- dikkatsiz
O özensiz ve dikkatsiz.
-She's sloppy and careless.
- sloppy
- sloppilyşapşalca
- sloppy
- {s} gülünç derecede hassas
Related Terms
English - English
Definition of messy; not neat, elegant, or careful in English English dictionary
- sloppy
messy; not neat, elegant, or careful
Hyphenation
messy; not neat, elegant, or care·fulPronunciation
Resimler
Favorites