Turkish - English
Definition of mermi̇ in Turkish English dictionary
- mermi
- bullet
A doctor tried to remove the bullet from his back.
-Bir doktor, onun sırtındaki mermiyi çıkarmaya çalıştı.
The bullet entered above the knee.
-Mermi dizin üzerine girdi.
- mermi
- bombshell
- mermi
- ball
- mermi
- (Avcılık) shell
Sami collected the shell casings.
-Sami mermi kovanlarını topladı.
Sami picked up the used shell casings.
-Sami kullanılmış mermi kovanlarını aldı.
- mermi
- (Askeri) cartridge
The police found a cartridge case next to the body.
-Polis cesedin yanında bir mermi kovanı buldu.
- mermi
- (Avcılık) round
I don't waste rounds.
-Boşa mermi harcamıyorum.
Sami fired a couple of rounds.
-Sami bir kaç mermi ateşledi.
- mermi
- (Avcılık) case
The police found a cartridge case next to the body.
-Polis cesedin yanında bir mermi kovanı buldu.
- mermi
- bullet; shell; bombshell; projectile
- mermi
- missile
- mermi
- projectile
- mermi
- missile, projectile (fired from a weapon)
- mermi
- bullet: Kaç mermi kullandın? How many bullets have you used?
- mermi atmak
- (Avcılık) project
- mermi belirtmek
- (Askeri) shell
- mermi emniyetli
- (Askeri) shellproof
- mermi gömleği
- (Avcılık) jacket
- mermi gömleği
- (Avcılık) bullet jacket
- mermi imi
- (Bilgisayar) bullet
- mermi imli paragraf
- (Bilgisayar) bulleted paragraph
- mermi için kovan
- cartridge case
- mermi kovanı
- brass
- mermi kovanı
- (Askeri) cartridge case
- mermi kovanı
- shell casing
- mermi külahı
- (Askeri) ogive
- mermi ucu
- (Askeri) ogive
- mermi yatağı
- (Avcılık) chamber
- mermi yolu şeması
- (Askeri) trajectory chart
- mermi çekirdeği
- (Avcılık) bullet
- mermi çukuru
- (Askeri) shell hole
- mermi üst kısmı
- (Askeri) ogive
- mermi kovanı
- casing
- mermi asansörü
- (Askeri) shot hoist
- mermi ağırlık sınıfı
- (Askeri) weight zone
- mermi barutu
- (Askeri) cartridge gun-powder
- mermi dalgası
- (Askeri) shell wave
- mermi doldurma teskeresi
- (Askeri) spanning tray
- mermi düşümü
- (Askeri) bullet drop
- mermi emniyetli sığınak
- (Askeri) light shellproof shelter
- mermi emniyetli sığınak
- (Askeri) light shelter
- mermi ile ilgili
- ballistic
- mermi imi aracı
- (Bilgisayar) bullet tool
- mermi imi tuşu
- (Bilgisayar) bullet key
- mermi imli liste
- (Bilgisayar) bulleted list
- mermi imli liste öğesi
- (Bilgisayar) bulleted list item
- mermi izi ile nişan alma
- (Askeri) tracer control
- mermi kapsülü
- (Askeri) cartridge primer
- mermi kıskacı
- (Askeri) shot tongs
- mermi manyağı yapmak
- (Konuşma Dili) let fly
- mermi paralayan iz maddesi
- (Askeri) shell destroying tracer
- mermi parçaları
- (Askeri) shell fragments
- mermi rafı
- (Askeri) cartridge shelf
- mermi raporu
- (Askeri) shelling report
- mermi sesi
- ping
- mermi sürgüsü sapı
- (Askeri) rammer staff
- mermi terkip kanalı
- (Askeri) crimping groove
- mermi yakmak
- (Avcılık) shot away the ammunition
- mermi yayı
- (Avcılık) bullet lube
- mermi yolu
- trajectory
- mermi yolu alçalış kısmı
- (Askeri) descending branch
- mermi yolu değişmezliği
- (Askeri) rigidity of the trajectory
- mermi yolu dikey açısı
- (Askeri) angle of arrival
- mermi yolu kaidesi
- (Askeri) base of trajectory
- mermi yolu tepe noktası
- (Askeri) summit of trajectory
- mermi yolu trajectory
- (of a missile)
- mermi yolu yükseliş kısmı
- (Askeri) ascending branch
- mermi yolu şekli
- (Askeri) trajectory diagram
- mermi çapı
- gage
- mermi çektirmesi
- (Askeri) shell extractor
- mermi çemberi
- sabot
- mermi çıkış sathı
- (Askeri) plane of departure
- mermi
- shot
The dog went away like a shot.
-Köpek bir mermi gibi uzaklaştı.
Sami shot two bullets into the head of his wife, Layla.
-Sami, karısı Leyla'yı başından iki mermi ile vurdu .
- mermiler
- missiles
- gerçek mermi
- real bullet
- gerçek mermi
- a real bullet
- güdümlü mermi
- bird
- güdümlü mermi
- guided missile
- izli mermi
- tracer bullet
- izli mermi
- tracer shell
- izli mermi
- tracer
- kurusıkı mermi
- dummy bullet
- küt mermi çekirdeği
- ogive
- patlamayan mermi
- dud
- radarı şaşırtmak için uçaktan mermi saçma
- window jamming
- radarı şaşırtmak için uçaktan saçılan mermi
- window
- tekerlekli mermi teskeresi
- (Askeri) loading barrow
- topla atılan güdümlü mermi
- (Askeri) cannon-launched guided projectile
- yarı aktif lazer güdümlü mermi
- (Askeri) semiactive laser-guided projectile (USN)
- zırh delici mermi
- (Askeri) armour piercing shell
- zırh delici mermi
- (Askeri) armour piercing projectile
- zırh delici mermi
- (Askeri) armour piercing bullet
- zırh delme (mermi için)
- (Askeri) armour piercing
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of mermi̇ in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) (Remiy. den) Atılmış
- (Osmanlı Dönemi) Ateşli silâhlar içine konan kurşun, gülle. Fişek
- mermi
- Ateşli silahlar tarafından atılan delici, patlayıcı madde, kurşun