The post office is in the town centre.
- Postane şehir merkezinde.
There's a lovely park in the centre of the town.
- Kent merkezinde güzel bir park var.
The corporate headquarters is in Los Angeles.
- Şirket merkezi Los Angeles'ta.
Tom was arrested and immediately taken to headquarters.
- Tom tutuklandı ve hemen merkeze götürüldü.
The eye of a hurricane is its center.
- Bir kasırganın gözü onun merkezidir.
Tokyo, as you know, is one of the financial centers of the world.
- Tokyo, bildiğiniz gibi,dünyanın finans merkezlerinden biridir.
Zürich is considered to be a major financial hub.
- Zürich büyük bir finansal merkez olarak kabul edilir.
The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.
- ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu.
Every beloved object is the center point of a paradise.
- Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.
The central nervous system consists of four organs.
- Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur.
My office is in the central area of the city.
- Ofisim kentin merkezinde.
The Chicago Cubs are a professional baseball team based in Chicago, Illinois.
- Chicago Cubs, Chicago, Illinois merkezli bir profesyonel beyzbol takımıdır.
Our company's base is in Tokyo.
- Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.
There is a station in the center of the city.
- Şehrin merkezinde bir istasyon var.
The next stop is Berlin Central Station.
- Bir sonraki durak Berlin Merkez İstasyonu
In our head office, we have two meeting rooms.
- Bizim merkez ofisimizde iki tane toplantı salonumuz var.
Our head office is in Boston.
- Bizim genel merkezimiz Boston'dadır.
New York is the center of the stock exchange in America.
- New York Amerika'da borsanın merkezidir.