Turkish - English
Definition of meri̇dyen in Turkish English dictionary
- meridyen
- meridian
The moon does not cross the meridian today.
-Ay bugün meridyenden geçmiyor.
Japan is on the 135th meridian East.
-Japonya 135. Doğu meridyeni üzerindedir.
- meridyen
- meridional
- meridyen çizgisi
- (Askeri) meridian
- meridyen dairesi
- meridian circle
- meridyen dairesi/çemberi astr
- meridian circle
- meridyen düzlemi astr
- meridian plane
- meridyen gibi
- meridional
- meridyen irtifaı
- (Askeri) meridian altitude
- meridyen yayı
- (Astronomi,Teknik) arc of meridian
- meridyen üzerinde bulunma
- culmination
- meridyen üzerinde bulunmak
- culminate
- sıfır meridyen
- (Astronomi) prime meridian
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of meri̇dyen in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Bak: Hatt-ı nısf-un nehar
- MERiDYEN
- Ekvator'u dik olarak kestiği ve iki kutup noktasından geçerek dünyayı çevrelediği var sayılan daire
- meridyen
- Kutup noktalarından geçerek ekvatoru dik olarak kestiği ve dünyayı çevrelediği varsayılan daire, boylam
- meridyen dairesi
- Meridyen düzleminin gök küresiyle ara kesiti
- meridyen düzlemi
- Öğle vakti, nısfınnehar
- meridyen düzlemi
- İki kutup arasındaki doğru ile o yerin çekül doğrultusunun belirttiği düzlem, öğlen, nısfınnehar
- Meridyen
- öğlen