mercy, compassion; sympathy, commiseration

listen to the pronunciation of mercy, compassion; sympathy, commiseration
English - Turkish

Definition of mercy, compassion; sympathy, commiseration in English Turkish dictionary

pity
{i} merhamet

Sevgi ile merhameti asla karıştırmayın. - Never confuse pity with love.

Ben çocuk için merhamet hissettim. - I felt pity for the boy.

pity
acımak
pity
merhamet etmek
pity
yazığı gelmek
pity
{i} yazık

Ne yazık ki bize katılamazsın. - It is a pity that you can't join us.

Çok yazık, şarkıcı çok genç yaşta öldü. - It is a pity that the singer died so young.

pity
{i} acınacak şey
pity
{i} acıma

Tom'un yüzü acıma doluydu. - Tom's face was full of pity.

Katlandıkları şey için sadece acıma hissedebilirim. - I could only feel pity for what they were enduring.

English - English
{i} pity
mercy, compassion; sympathy, commiseration
Favorites