menzil

listen to the pronunciation of menzil
Turkish - Turkish
Ordunun cephe gerisi işlerinin bütünü: "Ne yedi, ne içti, bir menzil subayının bütün gayreti ile çalıştı."- F. R. Atay
İki konak arasındaki uzaklık
At değiştirmek veya konaklamak için kervanların ve posta tatarlarının indikleri bina veya han
Ordunun cephe gerisi işlerinin bütünü
Ok atma yarışlarında erişilen mesafe: "Sonra yine menzil ölçülmüş, yeni bir rekor kırdığı anlaşılmıştır."- S. Birsel
Bir günlük yol
Yolculukta dinlenmek amacıyla durulan yer, konak: "Tanrı yardımcı olsun gayri yolda kalana / Biz menzile vararak atları çektik hana."- F. N. Çamlıbel. İki konak arasındaki uzaklık
(Osmanlı Dönemi) konak yeri; ev, oda, yer, mekân, durak
Bir merminin ulaşabildiği uzaklık, erim
Yolculukta dinlenmek amacıyla durulan yer, konak
Erim
Konak yeri
Ok atma yarışlarında erişilen mesafe
MENZİL
(Osmanlı Dönemi) Yer. Dünya. Ev
MENZİL
(Osmanlı Dönemi) Mesafe
MENZİL
(Osmanlı Dönemi) İnilen yer. Konulacak yer
acele ile menzil alınmaz
(deyim) Telâşlanıp ivmekle, sabırsız davranmakla daha çabuk sonuç alacağımız, başarı kazanacağımız sanılmamalıdır. Bilinmelidir ki her işin bir süresi vardır