mental attitude at the time a person commits criminal offense

listen to the pronunciation of mental attitude at the time a person commits criminal offense
English - Turkish

Definition of mental attitude at the time a person commits criminal offense in English Turkish dictionary

intent
niyet

O, otuzlu yaşlara kadar bir bebek sahibi olma niyetinin olmadığını söylüyor. - She says she has no intention of having a baby until she's in her thirties.

Adam onu öldürmek niyeti ile ona saldırdı. - The man attacked her with the intention of killing her.

intent
{i} amaç

Amaçlarını bilmem gerekiyor. - I need to know your intentions.

Onların amaçları açıktır. - Their intentions are obvious.

intent
{i} gaye
intent
{s} niyetli

Fransızca öğrenmeye niyetli. - She is intent on mastering French.

Fransızca öğrenmeye niyetlidir. - He has been intent on learning French.

intent
azimli
intent
dikkatli
intent
dik

Tom dikkatle Mary'ye baktı. - Tom stared at Mary intently.

Kuşları dikkatle ve sevinçle izledi. - She watched the birds intently and joyfully.

intent
{i} kasıt

Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı. - Tom made this mistake intentionally.

Evet, bunu kasıtlı yaptım. - Yes, I did this intentionally.

intent
(sıfat) niyetli, istekli, hevesli, kararlı, meşgul, dalmış, dikkatli
intent
{s} kararlı
intent
{s} istekli
intent
{s} dalmış
intent
(Mukavele) niyet, maksat
intent
{s} hevesli
intent
intently dikkatle
intent
(isim) niyet, maksat, amaç, gaye, kasıt
English - English
intent
mental attitude at the time a person commits criminal offense

    Hyphenation

    men·tal at·ti·tude at the time a per·son commits cri·mi·nal of·fense

    Turkish pronunciation

    mentıl ätıtud ät dhi taym ı pırsın kımîts krîmınıl ıfens

    Pronunciation

    /ˈmentəl ˈatəˌto͞od ˈat ᴛʜē ˈtīm ə ˈpərsən kəˈməts ˈkrəmənəl əˈfens/ /ˈmɛntəl ˈætəˌtuːd ˈæt ðiː ˈtaɪm ə ˈpɜrsən kəˈmɪts ˈkrɪmənəl əˈfɛns/
Favorites