Tom'un bazı gerçekten acı anıları vardı.
- Tom had some really painful memories.
Kolej günlerimin anılarını hatırlarım.
- Memories of my college days come to my mind.
Belki hatıralarım bana oyun oynuyor.
- Maybe my memories are playing tricks on me.
Kolej günlerimin hatıraları aklıma geliyor.
- Memories of my college days come to my mind.
Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.
- My memory of her has begun to recede.
O, anılarımda kaybolmaya başlamıştı.
- She had begun to recede in my memory.
Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.
- Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.
Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.
- Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.
En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı.
- Without the slightest doubt, the dream was a memory from a previous life.
Keşke daha iyi bir hafızam olsa.
- I wish I had a better memory.
O iyi bir hafızaya sahiptir.
- He has a good memory.
Hafızamı kaybettiğimi hatırlamıyorum.
- I don't remember losing my memory.
Dan yaptıklarından hiçbir şey hatırlamıyordu.
- Dan had no memory of what he had done.
Ölü bir adamın anısına bir anıt kurmak için bir fon başlatıldı.
- A fund was launched to set up a monument in memory of the dead man.
Ölmüş kocasının anısına değer verdi.
- She cherished the memory of her dead husband.
This data passes from the CPU to the memory.
Happiness is nothing more than good health and a bad memory.
I have no memory of that event.
The Roberts Court seems to be the most politically conservative in living memory.
... 80 You want all the pixels because some memories are not ...
... you have these memories of writing songs all over the world. ...