The damage that he did to his car was to the tune of two grand.
I often heard him playing the melody on the trumpet.
- Ben sık sık onun trompette melodi çaldığını duydum.
This melody is familiar to many Japanese.
- Bu melodi birçok Japona tanıdıktır.
One of my favorite tunes was playing on the radio.
- En favori melodilerimden birisi radyoda çalıyordu.
Tom played a few tunes on the piano.
- Tom piyanoda birkaç melodi çaldı.
What is your favorite sound?
- En sevdiğin melodi nedir?
I could hear the sound of Tom's voice coming from the next room.
- Tom'un bitişik odadan gelen melodisinin sesini duyabiliyordum.
I only heard three chimes.
- Ben sadece üç melodi duydum.