mekansız

listen to the pronunciation of mekansız
Turkish - English
placeless
spaceless
mekân
space

The sanctity of this space is absolute. - Bu mekanın kutsallığı mutlaktır.

mekân
place

We are familiar with the name of the place. - Mekanın ismine aşinayız.

They stayed away from the place. - Onlar mekandan uzak kaldılar.

mekân
{i} site
mekan
residence
mekan
location

Can you email me the location? - Bana mekanı e-postayla gönderir misin?

mekan
room

I wasn't aware that the toilet and the bath are in the same room in the United States. - ABD'de tuvalet ve banyonun aynı mekanda olduğunun farkında değildim.

Sami was in a good room. - Sami iyi bir mekandaydı.

mekan
environment
mekan
abode
mekan
lieu
mekân
residence, abode, seat
mekân
locality
mekân
phil. space
mekân
hangout

This bar is a popular student hangout. - Bu bar popüler bir öğrenci mekanı.

mekân
place; residence, abode; space
Turkish - Turkish
mekansız
Favorites