Eski arkadaşımla buluşmak çok hoştu.
- Meeting my old friend was very pleasant.
Tom Mary ile yeniden buluşmak için istekli.
- Tom is eager to meet Mary again.
Bir veda toplantısı, Bay Jones'un şerefinde düzenlendi.
- A farewell meeting was held in honor of Mr Jones.
Dün gece Bay A bugünkü toplantıya katılamayacağını söylemek için beni aradı.
- Last night, Mr. A called me up to say he couldn't attend today's meeting.
Sanki onun benimle karşılaşmaktan çekindiğini hissettim.
- I felt as if he shrank from meeting me.
O sizinle karşılaşmak için hevesliydi.
- He was anxious to meet you.
Seninle görüşmeye can atıyorum.
- I've been looking forward to meeting you.
Ben kısa sürede seninle tekrar görüşmek için sabırsızlanıyorum.
- I look forward to meeting you again soon.
Babamı karşılamak için havaalanına gittim.
- I went to the airport to meet with my father.
O dün gece onu karşılamak için söz verdi.
- She promised to meet him last night.
Herkes seninle tanışmak istiyor.Sen ünlüsün!
- Everyone wants to meet you. You're famous!
Bir gün gerçekten başka bir Esperantist ile tanışmak istiyorum.
- I really would like to meet another Esperantist some day...
Tom seninle bir miting yapmak ister.
- Tom wants to have a meeting with you.
Dün mitinge çok az insan geldi.
- Only a few people came to the meeting yesterday.
Ben kısa sürede seninle tekrar görüşmek için sabırsızlanıyorum.
- I look forward to meeting you again soon.
Görüşmek istediğim Tom'dur.
- It's Tom I want to meet.
Burada seninle buluşmayı asla hayal etmedim.
- Never did I dream of meeting you here.
Tom'un patronuyla buluşması gerilimli idi.
- Tom's meeting with his boss was very tense.
Boston'a gelmemin nedeni, evlenmeyi umduğum kadına rastlamaktır.
- The reason I came to Boston is to meet the woman I hope to marry.
Sizin gibi hoş insanlara rastlamak enderdir.
- It's rare to meet nice people like you.
Onu karşılamak amacıyla oraya gittim.
- I went there for the purpose of meeting him.
Şirketimizin ilk önceliği, müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamaktır.
- Our company's first priority is meeting our customers' needs.
Atletizm yarışması 15 Ekim'de düzenlendi.
- The athletic meet took place on October 15.
Yarın atletik yarışmaya katılmamız gerekiyor.
- We are supposed to take part in the athletic meet tomorrow.
Michael geçim yapmak için zor bir süreç geçirdi.
- Michael had a hard time making ends meet.
Tom seninle bir miting yapmak ister.
- Tom wants to have a meeting with you.
Her zamanki saatte seni karşılayacağım.
- I'll meet you at the usual time.
Otel beklentilerini karşıladı mı?
- Did that hotel meet your expectations?
Tom toplantıyı düzenlemek için uygun bir yer arıyor.
- Tom is looking for a suitable place to hold the meeting.
Toplantımız için uygun zaman bulabilir misin?
- Can you find suitable time for our meeting?
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet him at the coffee shop.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- She promised to meet him at the coffee shop.
Karşılaşmamız oldukça raslantıydı.
- Our meeting was quite accidental.
Onunla karşılaşmadan önce, Pizzaro adamlarının ve silahlarının çoğunu kasaba yakınında sakladı.
- Before meeting him, Pizzaro hid many of his men and guns near the town.
O dün gece onu karşılamak için söz verdi.
- She promised to meet him last night.
Biz şirketimizin atletizm karşılamasına katıldık.
- We participated in the athletic meet of our company.
Paris'te onunla buluşma şansım vardı.
- I had a chance to meet him in Paris.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- She promised to meet him at the coffee shop.
Atletik karşılaşma yağmur dolayısıyla ertelenmişti.
- The athletic meet was postponed due to rain.
Onunla karşılaşmadan önce, Pizzaro adamlarının ve silahlarının çoğunu kasaba yakınında sakladı.
- Before meeting him, Pizzaro hid many of his men and guns near the town.
Bir dahaki sefere bir buluşma yeri kararlaştıracağız.
- Next time we'll agree on a meeting place.
OK, let's arrange a meet with Tyler and ask him.
And therewythall they spurred their horsys, and mette togydirs so harde that Sir Epynogrys smote downe Sir Dynadan.
Shall we meet at 8 p.m in our favorite chatroom?.
I met with them several times.
The right wing of the car met the column in the garage, leaving a dent.
The forest meets the sea along this part of the coast.
pleased to meet you.
Would you meet her?.
England and Holland will meet in the final.
They came together in a chance meeting on the way home from work.
We need to have a meeting about that soon.
Earthquakes occur at the meeting of tectonic plates.
What has the meeting decided.
... management meetings and PR meetings, and so many things that are so outside of music, ...
... And so I had a series of meetings on Saturdays ...