English - Turkish
Definition of meeting or coming together to discuss, legislate, protest, or plan in English Turkish dictionary
- assembly
- {i} toplantı
O, toplantıda yer aldı.
-She took part in the assembly.
O asla toplantıya gitmez.
-He never goes to an assembly.
- assembly
- birleştirme
- assembly
- (Nükleer Bilimler) demet
- assembly
- tertibat
- assembly
- (Bilgisayar,Teknik) tümleşke
- assembly
- (Politika, Siyaset) asamble
- assembly
- (Tıp) düzenek
- assembly
- özel bir amaçla bir araya toplanmış insanlar
- assembly
- bir araya getirme
- assembly
- (Mühendislik) takım; birkaç parçadan meydana gelen parça grubu; komple, montaj
- assembly
- çevirici
- assembly
- (Askeri) TOPLANMA: Birliklerin genellikle, yanaşık düzende gruplanması
- assembly
- right of assembly toplanma hakkı
- assembly
- topluluk
- assembly
- assembly room toplantı salonu
- assembly
- {i} içtima [ask.]
- assembly
- {i} kongre
- assembly
- {i} toplantı; meclis; kongre
- assembly
- {i} kurul
2016 birleşmiş milletler genel kurulu tarafından uluslararası bakliyat yılı ilan edildi.
-2016 was declared the International Year of Pulses by the United Nations General Assembly.
Katılımcı olmaması nedeniyle, genel kurulu ertelemek zorundayım.
-Due to the lack of attendees, we have to postpone the general assembly.
Related Terms
English - English
Definition of meeting or coming together to discuss, legislate, protest, or plan in English English dictionary
- assembly
meeting or coming together to discuss, legislate, protest, or plan
Hyphenation
meet·ing or com·ing to·geth·er to discuss, legislate, protest, or planPronunciation
Resimler
Favorites