means to look in detail at the argument or evidence and draw a conclusion

listen to the pronunciation of means to look in detail at the argument or evidence and draw a conclusion
English - Turkish

Definition of means to look in detail at the argument or evidence and draw a conclusion in English Turkish dictionary

examine
{f} incelemek

Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık. - We dissected a frog to examine its internal organs.

Diş hekimleri dişlerinizi incelemek için röntgen çekerler. - Dentists take x-rays to examine your teeth.

examine
{f} muayene etmek

Seni muayene etmek zorundayım. - I have to examine you.

examine
{f} yoklamak
examine
{f} sınav yapmak
examine
{f} dikkatle gözden geçirmek
examine
müfettiş

Müfettişler incelenmek için bir bardak ve bir çift çorap gönderdi. - The investigators sent a glass and a pair of socks to be examined.

Başvuru sahibi müfettişi olumlu olarak etkilemişti. - The applicant impressed the examiner favorably.

examine
mümeyyiz
examine
mütalaa etmek
examine
ayırtman
examine
{f} incelemek, tetkik etmek
examine
sınavdan geçirmek
examine
incele

Soruyu bütünü ile inceleyin. - Examine the question in its entirety.

Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık. - We dissected a frog to examine its internal organs.

examine
tekşirmek
examine
{f} denetlemek
examine
{f} sınamak
examine
(fiil) denetlemek, sorguya çekmek, yoklamak, sınamak, eleştirmek, muayene etmek, sınav yapmak, incelemek, sorgulamak
examine
{f} eleştirmek
English - English
examine
means to look in detail at the argument or evidence and draw a conclusion

    Hyphenation

    means to look in de·tail at the ar·gu·ment or e·vi·dence and draw a con·clu·sion

    Turkish pronunciation

    minz tı lûk în dîteyl ät dhi ärgyımınt ır evıdıns ınd drô ı kınklujın

    Pronunciation

    /ˈmēnz tə ˈlo͝ok ən dəˈtāl ˈat ᴛʜē ˈärgyəmənt ər ˈevədəns ənd ˈdrô ə kənˈklo͞oᴢʜən/ /ˈmiːnz tə ˈlʊk ɪn dɪˈteɪl ˈæt ðiː ˈɑːrɡjəmənt ɜr ˈɛvədəns ənd ˈdrɔː ə kənˈkluːʒən/
Favorites