meşru'

listen to the pronunciation of meşru'
Turkish - English

Definition of meşru' in Turkish English dictionary

meşru
legitimate

Which prince is the legitimate heir to the throne? - Hangi prens tahtın meşru varisi?

This discovery opened up the floodgates to research and led to the establishment of the discipline as a legitimate field of inquiry. - Bu keşif araştırma yapmak için bent kapaklarını açtı ve soruşturmanın meşru alanı olarak disiplin kurulmasına neden oldu.

meşru
lawful
meşru
lawful, legal, rightful, legitimate
meşru
(Hukuk) lawful, legitimate, licit, legal
meşru
lawful, legal; legitimate
meşru
statutory
meşru
legit

It was a legitimate question. - Bu meşru bir soruydu.

It's a legitimate worry. - Bu meşru bir endişedir.

meşru hedef
fair game
meşru karar
(Hukuk) legislative decision
meşru müdafa
self defense
meşru müdafaa
self defence [Brit.]
meşru müdafaa
self-defence
meşru müdafaa
(Hukuk) legitimate self defense
meşru müdafaa kuvveti
(Askeri) self defense force
meşru sayılan
putative
erken meşru müdafaa
(Askeri) anticipatory self defence
gayri meşru
misbegotten
gayri meşru
a) illegal, illicit b) illegitimate
gayri meşru
unjustified
gayri meşru
illegal
gayri meşru
out of wedlock
gayri meşru
spurious
gayri meşru
unlawful
gayri meşru
born out of wedlock
gayri meşru olduğunu kanıtlamak
bastardize
gayri meşru çocuk
bastard slip
gayri meşru çocuk
love child
gayri meşru çocuk
natural child
gayri meşru çocuk
illegitimate child
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Doğru. Hak. Şeriatın kabul ettiği. Haram ve yanlış olmayan
meşru
(Osmanlı Dönemi) helâl, İslâma uygun, haram ve yanlış olmayan
meşru
Yasanın, dinin ve kamu vicdanının doğru bulduğu: "Meşru, gayrimeşru, ölümlü, ölümsüz, çocuklarının sayısını bilen yok."- H. Taner
meşru
Yasanın, dinin ve kamu vicdanının doğru bulduğu
meşru müdafaa
Uğranılan bir saldırı karşısında kişinin kendisini korumak için başvurduğu yol
meşru'
Favorites