Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

meş'

listen to the pronunciation of meş'
Kurdish - English

Definition of meş' in Kurdish English dictionary

mêş
bee
mêş
fly
mêş
action
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Toplamak, cem'etmek. Davar sağmak
(Osmanlı Dönemi) Kesbetmek, kazanmak
MEŞ'AB
(Osmanlı Dönemi) Yol, tarik
MEŞ'ALE
(Osmanlı Dönemi) Aydınlatıcı âlet. Lâmba, kandil. Ucunda ateş yanan değnek
MEŞ'ALKEŞ
(Osmanlı Dönemi) f. Meş'aleci
MEŞ'AR
(Osmanlı Dönemi) Hacıların ziyaret ettikleri yerler
MEŞ'AR
(Osmanlı Dönemi) (C: Meşâır) Bilecek yer.Hasse. Duygu
MEŞ'EME
(Osmanlı Dönemi) Sol taraf. Sol
MEŞ'EME
(Osmanlı Dönemi) Kötü. Uğursuz
MEŞ'UM
(Osmanlı Dönemi) Kötü. Uğursuz. Bedbaht
MEŞ'UMÂNE
(Osmanlı Dönemi) f. Kötü bir şekilde. Bedbahtcasına
MEŞ'UN
(Osmanlı Dönemi) Dağınık saç
MEŞ'UR
(Osmanlı Dönemi) Şuurlu. Kendini bilen
MEŞ'UR
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyi iyice idrak eylemek
MEŞ'UR
(Osmanlı Dönemi) Tanımak
MEŞ'URAT
(Osmanlı Dönemi) (Meş'ur. C.) şuur hâlinde geçmiş şeyler
meş'um
(Osmanlı Dönemi) uğursuz, kötü
meş
Kanamayı durdurmak ya da bir irini boşaltmak için yaranın içine sokulan gazlı bez
A'MEŞ
(Osmanlı Dönemi) Tomlaç gözl
A'MEŞ
(Osmanlı Dönemi) Gözünün yaşı durmayıp akan