maturing; growing older; maturing of financial accounts

listen to the pronunciation of maturing; growing older; maturing of financial accounts
English - Turkish

Definition of maturing; growing older; maturing of financial accounts in English Turkish dictionary

aging
(Denizbilim) yaşlnma
aging
(İnşaat) yaşlandırmak
aging
(Gıda) olgunlaşma
aging
yaşlanmak
aging
(Ticaret) sıraya koymak
aging
yıpranma
aging
eskime
aging
{f} yaşlandır
aging
yıllanma
aging
yaşlanma

Yaşlanma hiçbir şeye mal olmaz. - Aging doesn't cost anything.

Fiziksel değişiklikler doğrudan yaşlanmayla ilgilidir. - Physical changes are directly related to aging.

aging
yıllanma/yaşlanma
aging
{i} ihtiyarlama
aging
yaşlan

Bu ülkenin yaşlanan bir nüfusu var. - This country has an aging population.

Ülkenin yaşlanan nüfusunu telafi etmek için, hükümet doğum ve göç oranlarını önemli ölçüde artırmak için adımlar atmaya karar verdi. - In order to compensate for the country's aging population, the government has decided to take steps to significantly increase birth and immigration rates.

aging
kocayan
aging
{f} yaşlan: prep.yaşlanarak
aging
(Mimarlık) (US) yaşlanma
English - English
{i} aging
maturing; growing older; maturing of financial accounts
Favorites