material possessions; estate; property; resources

listen to the pronunciation of material possessions; estate; property; resources
English - Turkish

Definition of material possessions; estate; property; resources in English Turkish dictionary

substance
esaslılık
substance
hakikat
substance
toz
substance
anafikir
substance
özdek
substance
(the ile) önemli bölüm
substance
{i} madde

Zaman ne forma ne de maddeye sahiptir. - Time has neither form nor substance.

Bezler vücuda kimyasal maddeler salgılar. - Glands secrete chemical substances into the body.

substance
{i} ana fikir
substance
(isim) madde, özlülük, cisim, öz, esas, içerik, ana fikir, asıl mesele, servet, zenginlik, sağlamlık, güçlülük
substance
{i} güçlülük
substance
özet olarak
substance
{i} asıl mesele
substance
in substance esasında
substance
{i} öz
substance
{i} esas
substance
{i} servet
English - English
substance
material possessions; estate; property; resources
Favorites