Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

material excavated from one area to be used as fill material in another area

listen to the pronunciation of material excavated from one area to be used as fill material in another area
English - Turkish

Definition of material excavated from one area to be used as fill material in another area in English Turkish dictionary

borrow
{f} ödünç almak

Senden elli dolar ödünç almak istiyorum. - I would like to borrow fifty dollars from you.

Para almanın bir yolu onu ödünç almaktı. - One way to get money was to borrow it.

borrow
{f} mat. (çıkarma işleminde) ödünç almak
borrow
(Çevre) alıntı

Bu sözcük Fransızcadan alıntı yapılmıştır. - This word was borrowed from French.

borrow
(Ticaret) borçlanmak

Borçlanmaktan nefret ediyorum. - I hate borrowing money.

borrow
(Kanun,Osmanlıca) istikraz etmek
borrow
(Ticaret) ödünç alma

Tom'un arabasını ödünç almamalıydın. - You shouldn't have borrowed Tom's car.

Para almanın bir yolu onu ödünç almaktı. - One way to get money was to borrow it.

borrow
ödünç

Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez. - Mary does not let her sister borrow her clothes.

Arabanı ödünç alabilir miyim? - Could I borrow your car?

borrow
(Ticaret) borçlanma

Borçlanmaktan nefret ediyorum. - I hate borrowing money.

borrow
(Dilbilim,Teknik) ödünçleme
borrow
borç almak

Araba almak için borç almak zorunda kaldım. - I had to borrow money to purchase the car.

borrow
ödünç al

Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım. - I borrowed the dictionary from my friend.

Arabanı ödünç alabilir miyim? - Could I borrow your car?

borrow
borç al,ödünç al
borrow
borrowingbaşka bir dilden alınan kelime veya deyim
borrow
{f} almak

Senden elli dolar ödünç almak istiyorum. - I'd like to borrow fifty dollars from you.

Tom arabanı ödünç almak istiyorum. - Tom wants to borrow your car.

borrow
{f} alıntı yapmak
borrow
ödunç almak borrow trouble önceden tasasını çekmek
English - English
borrow
material excavated from one area to be used as fill material in another area

    Hyphenation

    ma·te·ri·al ex·ca·va·ted from one ar·e·a to be used as fill ma·te·ri·al in an·oth·er ar·e·a

    Turkish pronunciation

    mıtîriıl ekskıveytîd fırm hwʌn eriı tı bi yuzd äz fîl mıtîriıl în ınʌdhır eriı

    Pronunciation

    /məˈtərēəl ˈekskəˌvātəd fərm ˈhwən ˈerēə tə bē ˈyo͞ozd ˈaz ˈfəl məˈtərēəl ən əˈnəᴛʜər ˈerēə/ /məˈtɪriːəl ˈɛkskəˌveɪtɪd fɜrm ˈhwʌn ˈɛriːə tə biː ˈjuːzd ˈæz ˈfɪl məˈtɪriːəl ɪn əˈnʌðɜr ˈɛriːə/
Favorites