masumluk

listen to the pronunciation of masumluk
Turkish - English
blamelessness
innocence
guiltless
{i} purity
masum
innocent

Mom was innocent enough to ask him: Would you like any more beer? - Annem yeteri kadar masum bir halde Biraz daha bira ister misin? diye sordu.

They are all innocent children. - Onların hepsi masum çocuklar.

masum
blameless
masum
guiltless
masum
{s} ingenuous
masum
sinless
masum
unsophisticated
masum
(Politika, Siyaset) innocence

We have specific proof of your innocence. - Bizim masumiyetinle ilgili belirli bir kanıtımız var.

If my parents punished me for something I didn't do, I would tell them the truth and try to convince them of my innocence. - Eğer yapmadığım bir şey için ailem beni cezalandırdıysa , onlara doğruları söylerdim ve benim masumiyetle ilgili onları ikna etmeye çalışırdım.

masum
(Kanun) not guilty
masum
wide eyed
masum
(Kanun) inculpable
masum
dove-like
masum
{s} harmless
masum
clean
masum
simple
masum
unsuspecting

Predators always prey on unsuspecting victims. - Avcılar her zaman masum kurbanları avlamaktadır.

The cat sneaked up on the unsuspecting bird. - Kedi masum kuş üzerine sinsice yaklaştı.

masum
{s} white
masum
clear

In the light of this fact, it is clear that he is innocent. - Bu gerçeğin ışığında, onun masum olduğu açıktır.

masum
wide-eyed
masum
immaculate
masum
(Konuşma Dili) small child
masum
innocent, guiltless
masum
lamblike
masum
{s} pure

Despite appearances, you're a pervert. I'm not a pervert. I'm a pure and innocent young girl. Yeah, yeah, give me a break. - Görünüşe rağmen, sen bir sapıksın. Ben bir sapık değilim. Ben saf ve masum bir genç kızım. Evet, evet, yok daha neler.

masum
childlike
masum
blame

I know you're not completely innocent, you too, share some of the blame. - Tamamen masum olmadığını biliyorum, sen de suçun birazını paylaş.

masum
wideeyed
masum
blameness
masum
maiden
Turkish - Turkish
Masum olma durumu, masumiyet
masumiyet
masum
Suçsuz, günahsız: "Tetkiklerinizde elbette birçok masum mücrimlerle karşılaşmışsınızdır."- H. R. Gürpınar
masum
Küçük çocuk
masum
Suçsuz, günahsız
masum
Temiz, saf
masum
Temiz, saf: "Hem, bizim çocuklarımız gözü kapalı, masum çocuklar..."- R. N. Güntekin
mâsum
(Osmanlı Dönemi) günahı, kötülüğü olmayan, suçsuz
masumluk
Favorites