massiv

listen to the pronunciation of massiv
German - Turkish
[das] dağ kitlesi
{'mestın} semirtmek
som, yekpare, masif; ağır, kaba
masife
iri yapılı
yekpare
som
masif

Romanesk tarzı yarımküre şeklindeki tonozlar, sütunlar, kemerli pencereler,geniş düz yüzeyler,kalın,savunmaya uygun duvarlar ve masif bloklu şekillerle karakterize edilir. - Den romanischen Baustil kennzeichnen halbkugelförmige Gewölbe, Stützpfeiler, Rundbogenfenster, große ebene Flächen, dicke, zu Verteidungszwecken geeignete Mauern und massive blockartige Formen.

solüsyon
English - Turkish

Definition of massiv in English Turkish dictionary

dense
yoğun

Sis o kadar yoğundu ki bir inç önümü bile göremiyordum. - The mist was so dense that I could not see even an inch ahead.

Onun çok yoğun bir sakalı var. - He has a very dense beard.

dense
{s} sık (orman, saç v.b.)
dense
anlaşılması güç
dense
kesif densely kesif bir surette
dense
{s} sıkışık
dense
tıkız
dense
mankafa
dense
susak
dense
(orman) sık
dense
aptal
dense
kalabalık
dense
kalın kafalı

Tom, Mary'nin ne kadar kalın kafalı olduğuna inanamıyor. - Tom can't believe how dense Mary is.

dense
{s} anlaşılması güç, ağır (yazı)
dense
{s} negatifi şeffaf olmayan [fot.]
dense
{s} yoğun, kesif
dense
kırılma kuvveti çok olan şeffaf olma
dense
(Mukavele) sık, yoğun
dense
(sıfat) sıkışık, yoğun; kalın; koyu; sık; kalın kafalı; negatifi şeffaf olmayan [fot.]
dense
{s} foto. koyu (negatif)
German - English
massif
single-piece
severely
severe
dense
sturdy
solid
one-piece
heavy (strong, forceful)
massive

A massive earthquake of magnitude 8.8 hit the Japanese islands today. - Ein massives Erdbeben der Stärke 8,8 traf heute die japanischen Inseln.

In 2020, the use of German in all public institutions was abolished in favor of English, despite massive protests on the part of the population. - Im Jahre 2020 wurde die deutsche Sprache trotz massiver Proteste aus der Bevölkerung in allen öffentlichen Institutionen zugunsten des Englischen abgeschafft.

compact
massively
voluminous
bulky
massy
grave
solid mass
massiv-parallel
massively parallel
Das Polizeiaufgebot war massiv/gewaltig.
The police were out in force