Bu makinenin zamanı geçmiş.
- Diese Maschine ist veraltet.
Bilgisayarlar karmaşık makinelerdir.
- Die Rechner sind komplexe Maschinen.
Uçak biraz yedek yakıt taşımalıdır.
- The aeroplane must carry some spare fuel.
Uçak güvenli bir şekilde indi.
- The aeroplane landed safely.
Uçak zamanında kalktı.
- The airplane took off on time.
Bir uçak dağ üzerinden uçtu.
- An airplane had flown over the mountain.
Motor çalışırken hissettim.
- I felt the engine running.
Açık kaynak; teknolojik yeniliği kullanan motordur.
- Open source is the engine that drives technological innovation.
Trenin iki tane lokomotifi var.
- The train has two engines.
İtfaiye arabası yolda.
- The fire engine is on its way.
Kısa sürede itfaiye arabasının etrafında bir kalabalık toplandı.
- A crowd soon gathered around the fire engine.
Uzun düşündükten sonra, Beth makine mühendisliği konusunda uzmanlaşmaya karar verdi.
- After long consideration, Beth decided to major in mechanical engineering.
Mühendis makineyi nasıl kullanacağımızı söyledi.
- The engineer told us how to use the machine.