The scenery was too beautiful for words.
- Manzara kelimelerle anlatılamayacak kadar çok güzeldi.
I was deeply impressed by the scenery.
- Manzaradan derinden etkilendim.
The room commands a fine view of the lake.
- Oda, güzel bir göl manzarasına hakim.
This is a view of the Alps.
- Bu Alplerin bir manzarasıdır.
A dreary landscape spread out for miles in all directions.
- Kasvetli bir manzara, her yöne millerce yayıldı.
The landscape is unfamiliar to me.
- Manzara bana tanıdık değil.
The scenery was too beautiful for words.
- Manzara kelimelerle anlatılamayacak kadar çok güzeldi.
I was deeply impressed by the scenery.
- Manzaradan derinden etkilendim.
You should see the sight.
- Manzarayı görmelisin.
It was a beautiful sight.
- Güzel bir manzaraydı.
I was looking forward to seeing a scenic view of Mt. Fuji, but unfortunately it was completely hidden behind clouds.
- Fuji Dağının doğal manzarasını görmeye can atıyordum fakat maalesef o tamamen bulutların arkasına saklanmıştı.
Japan is famous for its scenic landscapes.
- Japonya, doğal manzaraları ile ünlüdür.
It's a spectacle you won't forget.
- Bu unutmayacağın bir manzara.
The landscapes of Provence are very picturesque.
- Provence manzaraları resmedilmeye değerdir.
Why don't you take some pictures of yourself with scenery of Boston in the background?
- Neden arka planında Boston manzarası olan kendine ait bazı resimler çekmiyorsun?
The hotel has a good prospect.
- Otelin güzel bir manzarası var.