many; great deal; large extent; large amount

listen to the pronunciation of many; great deal; large extent; large amount
English - Turkish

Definition of many; great deal; large extent; large amount in English Turkish dictionary

much
çok

Çok fazla yersen şişmanlarsın. - If you eat too much you will become fat.

Kahveyi çaydan daha çok seviyorum. - I like coffee much more than tea.

much
{i} çok şey

Biz ondan çok şey bekliyoruz. - We expect much of him.

İnsanoğlunun tarih derslerinden çok şey öğrenmemesi tarihin öğretmek zorunda olduğu tüm derslerin en önemlisidir. - That men do not learn very much from the lessons of history is the most important of all the lessons that history has to teach.

much
fazlaca
much
pek

Tom ve Mary'nin pek çok ortak şeyleri yoktur. - Tom and Mary don't have much in common.

Bana pek mantıklı gelmiyor fakat Tom koleje gitmemeye karar verdi. - It doesn't make much sense to me, but Tom has decided not to go to college.

much
belirli bir miktar
much
aşağı yukarı

Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır? - How much time, more or less, does it take to walk from here to the town hall?

Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar? - About how much would it cost to have this chair repaired?

much
ziyade
much
köp

Mac, benim arkadaşım. O, köpekleri çok sever. - Mac is my friend. He likes dogs very much.

Ben köpekleri çok severim. - I like dogs very much.

much
hemen hemen

Bilmen gereken her şey hemen hemen bu. - That's pretty much everything you need to know.

Hasta dünkü durumuyla hemen hemen aynı. - The patient is much the same as yesterday.

much
klymet vermek
much
{s} çok, epey, hayli, pek: I'm feeling much
much
çokça
much
önemli şey
much
make much of çok önem vermek
much
(sıfat) çok, fazla, hayli
much
fazla derecede
much
çok miktarda şey
much
büyük kısım
English - English
{i} much
many; great deal; large extent; large amount
Favorites