manivelâ

listen to the pronunciation of manivelâ
Turkish - English
lever

Give me a lever long enough and a fulcrum on which to place it, and I shall move the world. - Bana yeterince uzun bir manivela ve onu yerleştirmek için bir dayanak verin ve dünyayı kımıldatacağım.

They lifted the rock by means of a lever. - Taşı bir manivela vasıtasıyla kaldırdılar.

prize
lever arm
cantilever
prise
pry

Tom is trying to pry open the door. - Tom kapıyı manivela ile açmaya çalışıyor.

Tom helped Mary pry open the door. - Tom Mary'nin manivela ile kapıyı açmasına yardım etti.

heaver
handspike
lever; crank
tappet
crank (in an engine)
crank
(Tekstil) handle
crank lever
(Ticaret) leverage
bell crank
crowbar
crank handle
manivela ile açmak
prize
manivela ile açmak
prize open
manivela ile açmak
pry open
manivela ile zorlamak
prise
manivela ile çekmek
purchase
manivela kaldırmak
pry up
manivela kolu
lever arm, crowbar
manivelâ hareketi
leverage
dirsekli manivela
bell crank lever
domuz tırnağı manivela
claw bar
el freni manivela kolu
(Otomotiv) hand brake lever
Turkish - Turkish
Ağır şeyleri çekmek ve kaldırmak için vasıtanın dönen merkezine bir ucu takılıp döndürülen kol
Kaldıraç
Bir ucunun bağlı bulunduğu bir nokta çevresinde dönen kol
Bir ucundan bağlı bulunduğu nokta etrafında dönen kol
MANİVELA
(Osmanlı Dönemi) Ağır şeyleri çekmek ve kaldırmak için vasıtanın dönen merkezine bir ucu takılıp döndürülen kol
manivelâ
Favorites