Give me a lever long enough and a fulcrum on which to place it, and I shall move the world.
- Bana yeterince uzun bir manivela ve onu yerleştirmek için bir dayanak verin ve dünyayı kımıldatacağım.
They lifted the rock by means of a lever.
- Taşı bir manivela vasıtasıyla kaldırdılar.
It looks like somebody was trying to pry open this window.
- Biri bu pencereyi manivela ile açmaya çalışıyor gibi görünüyor.
Let's see if we can pry this door open.
- Bu kapıyı manivela ile açabilip açamayacağımızı görelim.