Turkish - English
Definition of mana sız in Turkish English dictionary
- manâsız
- {s} meaningless
- manasız
- senseless
Living the kind of life that I live is senseless and depressing.
-Benimki gibi bir hayat yaşamak manasız ve iç karartıcı.
- manâsız
- pointless
- manasız
- nonsense
- manasız
- yeast
- manasız
- expressionless
- manasız
- tame
- manasız
- meaningless, senseless, pointless, inane anlamsız
- manasız
- improper; inappropriate, out of place
- manasız
- meaningless, devoid of meaning; pointless
- manasız
- unexpressive
- manasız
- vacuous
- manasız
- jejune
- manasız
- undue
- manasız
- absurd
- manasız
- void
- manasız
- meaning
- manasız
- expression
- manasız
- blank
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of mana sız in Turkish Turkish dictionary
- MANASIZ
- Yersiz, boş, yararsız: "Arkasından koşanlar bu kokudan kaçtılar, onu ağır ve manasız buldular."- H. C. Yalçın
- MANASIZ
- Anlamsız: "Kim bilir nasıl manasız şeyler karalayıp oraya atmışım."- H. R. Gürpınar
- manasız
- Anlamsız
- manasız
- Yersiz, boş, yararsız