He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
- O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
They assisted the painter financially.
- Mali olarak ressama yardım ettiler.
A fiscal tightening policy is being enacted.
- Bir mali sıkma politikası yürürlüğe giriyor.
For months, United States fiscal policy has been characterized by weak credit.
- Aylardır, Amerika Birleşik Devletleri maliye politikası zayıf kredi ile karakterize edilmiştir.
Tom's expensive tastes put a strain on the family's finances.
- Tom'un pahalı zevkleri ailenin mali durumuna bir yük oluyordu.
Sami spotted a problem with his finances.
- Sami mali durumunda bir sorun tespit etti.
They labored over the budget for the fiscal year 1997.
- Onlar 1997 mali yılı için bütçe üzerinde çalıştılar.