She puts on a lot of lipstick when applying make up.
- O makyaj yaparken bir sürü ruj sürer.
Tom doesn't like women who wear way too much make up.
- Tom çok makyaj yapan kadınları sevmez.
Most women are not so young as they are painted.
- Çoğu kadın makyajlı oldukları kadar genç değil.
Do you want me to paint you?
- Sana makyaj yapmamı ister misin?
Even without makeup, she's very cute.
- Makyajsızken bile çok hoş.
Her thick makeup is disgusting.
- Onun koyu makyajı iğrençtir.
I've got to take a make-up test.
- Bir makyaj testi yaptırmam gerekiyor.
A little make-up worked wonders with her.
- Birazcık makyaj onda harikalar yarattı.