Turkish - English
Definition of maksatlı in Turkish English dictionary
- purposive
- purposeful
- done or said with an aim in mind; done or said in order to hurt someone
- intentional
- purposeful, intentional
- deliberate
- purposefulness
- maksat
- {i} intent
His intentions were unclear.
-Onun maksatları belirsizdi.
Tom's intentions were quite clear.
-Tom'un maksatları oldukça açıktı.
- maksat
- purpose
- maksat
- {i} intention
Tom's intentions were quite clear.
-Tom'un maksatları oldukça açıktı.
His intentions were unclear.
-Onun maksatları belirsizdi.
- maksat
- (Hukuk) objective
- maksat
- view
- maksat
- target
- maksat
- drift
- maksat
- counsel
- eğitim maksatlı konuşlanma
- (Askeri) deployment for training
- maksat
- intention, intent, aim, object, purpose
- maksat
- intention, purpose, aim, object
- maksat
- the meaning of: Yemekten maksat beslenmektir. Food means nourishment
- maksat
- aim
- maksat
- animus
- müşterek ulaştırmayı düzenleme maksatlı trafik akış ve analiz sistemi
- (Askeri) joint flow and analysis system for transportation
- çift maksatlı
- dual purpose
- çift maksatlı geliştirilmiş konvansiyonel mühimmat
- (Askeri) dual purpose improved conventional munitions
- çok maksatlı
- multi-purpose, general-purpose, all-purpose
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of maksatlı in Turkish Turkish dictionary
- Bir amacı olan. bilerek, isteyerek, kasıtlı olarak
- Bir amacı olan
- olarak
- Maksat
- erek
- maksat
- (Osmanlı Dönemi) gaye, ana fikir
- maksat
- Maksadım evrakı geriye almaktı."- R. N. Güntekin
- maksat
- İstenilen şey, amaç, gaye, erek
- maksat
- İstenilen şey, amaç, gaye, erek: "Bugün oraya gitmeden evvel, Maarif idaresine uğradım
Related Terms
maksatlı
Hyphenation
mak·sat·lıResimler
History
Favorites