Hata yapmaktan korkuyor.
- He is afraid of making mistakes.
Hatalar yapmaktan korkmayın.
- Don't be afraid of making mistakes.
Kendimi Fransızca ifade etmede hâlâ zorlanıyorum.
- I still have difficulty in making myself understood in French.
Benimle alay etmekten vazgeç!
- Stop making fun of me!
O, boş zamanını oyuncak bebekler yaparak harcar.
- She spends her free time making dolls.
O, seramik eser yaparak zengin oldu.
- She became rich by making ceramic pieces.
O yaşlı adam elli yıldır ev yapımı viski imal etmekteydi.
- That old man had been making homemade whiskey for fifty years.
O yaşlı adam elli yıldır kaçak viski imal etmekteydi.
- The old man had been making white lightning for 50 years.
Odun, kağıt üretimi için bir hammaddedir.
- Wood is the raw material for making paper.
Onunla ilgili ne yaparsın?
- What do you make of that?
Tom bunun hakkında ne yapacağını bilmiyor.
- Tom doesn't know what to make of this.
O, bir hata yapmaktan suçluydu.
- He was guilty of making a mistake.
Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.
- Tom worries about making mistakes at work.
O yaşlı adam elli yıldır ev yapımı viski imal etmekteydi.
- That old man had been making homemade whiskey for fifty years.
Film yapımı heyecan verici bir iştir.
- Movie making is an exciting job.
Peter sürekli annesiyle telefon görüşmesi yapıyor.
- Peter is continually making phone calls to his mother.
Annem bir pasta yapıyor.
- My mother is making a cake.
... He wanted to film some of the making of process of what ...