making a restriction, redeeming; rescuing; preserving; economizing; economical

listen to the pronunciation of making a restriction, redeeming; rescuing; preserving; economizing; economical
English - Turkish

Definition of making a restriction, redeeming; rescuing; preserving; economizing; economical in English Turkish dictionary

saving
tasarruf

Kimse içeceklerden tasarruf ederek zengin olmadı. - Nobody ever got rich by saving on drinks.

Tom bana işini kaybetse bile tasarrufları ile bir süre yaşayabileceğini söyledi. - Tom told me that he could live off his savings for a while if he lost his job.

saving
{s} kurtaran
saving
dışında

Yurt dışında bir yolculuk için para biriktiriyor. - He is saving money for a trip abroad.

Yurt dışında eğitim yapmak için para biriktiriyorum. - I am saving money in order to study abroad.

saving
(Bilgisayar) kaydediliyor
saving
-den başka
saving
(Bilgisayar) kaydedilen
saving
başka
saving
bkz.save
saving
koruma

Çevreyi korumak kendimizi korumak anlamına gelir. - Protecting the environment means saving ourselves.

saving
koruyan
saving
haricinde
saving
{s} durumu idare eden
saving
kurtuluşunu sağlayarak
saving
savings account tasarruf hesabı
saving
idareci
saving
{s} durumu kurtaran
saving
kayı
saving
iktisat
saving
{s} kazandırıcı
saving
savinglytasarruf ederek
English - English
{s} saving
making a restriction, redeeming; rescuing; preserving; economizing; economical

    Hyphenation

    mak·ing a restriction, redeeming; rescuing; preserving; economizing; e·co·no·mi·cal

    Pronunciation

Favorites