Tom'un durumu kötüleşmektedir.
- Tom's condition is worsening.
Tom'un durum kötüye gitmektedir.
- Tom's condition is worsening.
En kötüsü için kendinizi hazırlamalısınız.
- You must prepare yourself for the worst.
En kötüsü için hazırlanmalısın.
- You should prepare for the worst.
Bu olabilecek en kötü şey değil.
- That's not the worst thing that could happen.
Yazla ilgili en kötü şey sıcaklık.
- The worst thing about summer is the heat.
Bize en kötü şekilde ihanet edenler her zaman bizim için gözde olanlardır.
- Those who betray us in the worst way are always those who are dearest to us.