Bu civatayı sıkmak zorundayım.
- I have to tighten these bolts.
Sen o vidaları sıkmak zorundasın.
- You have to tighten those screws.
Ev ödemelerimizi yapmak için, kemerlerimizi sıkıştırmak zorunda kalacağız.
- To make our house payments, we're going to have to tighten our belts.
Tom somunları sıkıştırdı.
- Tom tightened the nuts.
Ev ödemelerimizi yapmak için, kemerlerimizi sıkıştırmak zorunda kalacağız.
- To make our house payments, we're going to have to tighten our belts.