make sharp, make pointed; be sharpened

listen to the pronunciation of make sharp, make pointed; be sharpened
English - Turkish

Definition of make sharp, make pointed; be sharpened in English Turkish dictionary

sharpen
keskinleştirmek

Kurşun kalemimi keskinleştirmek için bir bıçak istiyorum. - I want a knife to sharpen my pencil with.

sharpen
{f} (bıçağı) bilemek
sharpen
bile

Tom Mary'ye bir bıçağı nasıl bileyeceğini gösterdi. - Tom showed Mary how to sharpen a knife.

Bu bıçağı hiç biledin mi? - Have you ever sharpened this knife?

sharpen
sivrilmek
sharpen
keskinleşmek
sharpen
bilemek

Bir ağacı devirmek için sekiz saatim olsa, ilk altı saati baltayı bilemek için kullanırım. - If I had eight hours to chop down a tree, I'd spend the first six hours sharpening the ax.

sharpen
{f} sertleştirmek
sharpen
{f} açmak
sharpen
ekşileştirmek
sharpen
keskinleştir

Tom bile bir kurşun kalemi keskinleştiremiyor. - Tom can't even sharpen a pencil.

Bu bıçağı benim için keskinleştirir misin, lütfen? - Could you sharpen this knife for me, please?

sharpen
{f} teşvik etmek
sharpen
{f} (zekâyı) geliştirmek
sharpen
{f} sivriltmek
sharpen
sharpener bileyici
sharpen
kalemtıraş
sharpen
{f} inceltmek
English - English
{f} sharpen
make sharp, make pointed; be sharpened
Favorites