Bu pisliği temizlemek zorunda olan kişi benim.
- I'm the one who has to clean up this mess.
Seni sonra temizlemek zor!
- You’re hard to clean up after!
Tom bu dağınıklığı toparlamak zorunda.
- Tom has to clean up this mess.
Tom partiden sonra temizlik yapmamıza yardımcı olmak için kalmayı ısrar etti.
- Tom insisted on staying to help us clean up after the party.
Tom bana partiden sonra kalıp kalamayacağımı ve ona temizlik yapmak için yardım edip edemeyeceğimi sordu.
- Tom asked me if I could stay and help him clean up after the party.
Ben, sizin için alışveriş yapacağım, evi temizleyeceğim, ve akşam yemeği pişireceğim.
- I'll do your shopping, clean up the house, and cook your dinner for you.
Mutfağı daha sonra temizleyeceğim.
- I'll clean up the kitchen later.