O, atmosferi hafifletmek için bir şarkı söyledi. - He sang a song to lighten the atmosphere.
O, atmosferi hafifletmek için bir şarkı söyledi.
He sang a song to lighten the atmosphere.
Hükümet vergileri hafifletti. - The government lightened taxes.
Hükümet vergileri hafifletti.
The government lightened taxes.